Gözlerim geceden uykusuz kalmış bir şişlikte , sabahın körüne uyandı. Uyudum, uyandım. Sonunda sabahın körüne uyandım. Uyanır uyanmaz başımın ağrısını dinledim. Geçmişti. Bu iyi. Yola koyulmam gereken bir sabahtı. Eski dostlarımla sabah kahvaltısı yapacaktık. Dost mu ? Ne yalancıyım. Ondan dost olmayacağını , arkadaşlarım kafama vura vura anlatmıştı bana. Uzak dur bu kadından, bu kadın fena diyordu bir arkadaşım. Diğeri ise kıskanç bu kadın, seni çekemiyor ve sana her türlü kötülüğü yapabilir diyordu. Çok uzunca bir zaman anlamamıştım. Ben ona ne yaptım ki, ya da ben ona ne yapıyorum ki, neden bana kötülük yapsın diyordum. Bu kadar saflık ancak zeytinyağında falan olur sanırım, bir de bende. Sonunda o kadının ne olduğunu canım yana yana anladım. Aynı erkeği sevince insan, her şeyi yapabiliyormuş. Sana bi çamur atarım , görürsün bile diyen bu kadınla sonra yavaş yavaş görüşmeleri azaltmaya başladım. Şimdi yılda bir kere "eski dost" havasında buluşuyoruz. Ağzımdan laf amayı çok seviyor. Biraz akıllandım ya , artık açık vermiyorum. Yine de bazı salaklıklar yaptığım olur, hala saf tarafım var. Bu sabahta buluştuk, konuştuk. Bir ara mağaza gezdik. O sırada bana yine olmadık bi laf etti. Diyemedim bir şey. Yanımızdakilerin tadı kaçsın istemedim. İçim şişti.
Sana ne ulan pislikkkk !!!!
hah haaaaa. neyse işte burda raatladın yaaa.
YanıtlaSil:)
:))))) iyi geldi valla rahatladım
YanıtlaSil