1 Şubat 2012 Çarşamba

Zor günlerim

Zor günlerdeyim. Hangi yana elimi atsam, eski bir ahşap gibi un ufak oluyor. Tutamıyorum hiç bir şeyi. Uçurumun kenarı değil ama atlamakla_atlamamak arası bir yerdeyim. Ezanlar kulağımda yankılanıyor. Dualar ediyorum düşmemek için. Duruyorum olduğum yerde şimdilik. Anlatamazsınız herkese derdinizi ama anlatmak istersiniz herkese. Bu kadar gözyaşından sonra gözlerim yeşerir mi diye bekliyorum. O da olmuyor. Çaresi de yok ki çaresizliğimin. Hani satın alıvereyim bir yerlerden yada çareye doğru gideyim. Çaresiz dert yoktur demeyin. Olan çareyi düşünmek zaten beni bu hale getiren. Bazılarına göre bir elim yağda bir elim balda. Dışı seni yakar içi beni. Neden mi yazıyorum. Birileri bilsin istiyorum içimde sakladığım hallerimi. Bende ki öteki beni. Palyaçonun ağlayan yüzünüde görsün birileri. Siz gözyaşlarını içine akıtmanın zorluğunu bilir misiniz. ? Rahatca ağlayamazsınız bile. Sorarlar çünkü "neden ağlıyorsun " diye. Cevapsız kalır sorular. Diyemezsiniz ki, sizin yüzünüzden birazcık , birazcık da benim yüzümden, en çok da onun yüzünden. İçinizden haykırmak gelir, kendi sesinizden korkarsınız. Bağıramazsınız. O ses içinizde yankılanır, yankılanır, yankılanır. İçinizde susar. Bazen çok diplere iniyorum böyle, sanmayın ki unutkan değilim. Bazen de herşeyi unutup , gülüyorum. Kahkahalarımın sesi özgürce yankılanıyor, yankılanıyor, yankılanıyor. Kısacası her insan gibi yaşıyorum işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder