11 Nisan 2014 Cuma

Tsunami

Bile isteye bozdum huzurumu. Karar vermem gerekiyordu. Her şeye evet, haklısın demekten sıkıldım sanırım. Üstelikte sürekli aynı şeyle itham edilmem de artı sıkıyordu canımı. O da , ben de haklıydık aslında. Ortak bir kararda bulunamıyorduk. Birbirimizden de vazgeçemiyorduk. Ne kadar zordayız bir bilseniz. Benim sürekli içim acıyor. Onun acıyor mu bilmiyorum ama dengesi bozuluyor sık sık. Ya uzaklaşıyor ya da fazla yakınlaşıyoruz.  Biz sürekli gel-git yaşıyoruz. Bir gün bir tsunami bizi kendimize getirecekti..

Kendi sözlerimi söylemek istiyordum artık. Ne der, ne tepki gösterir diye düşünmek istemiyordum. Şimdiye kadar yanlış yapmıştım. Sözlerimi içimde mırıldanmıştım hep, benim bile duyamayacağım  kadar alçak sesle. Şimdi gür çıkıyor sesim. Hem ben duyuyorum, hem o duyuyor. Bozuldu dengemiz daha da çok. Her hamlede karşımızdakinin ne yapacağından, ne diyeceğinden son derece eminken, şimdi ne olacağı meçhul.

Ona defalarca ,uzunca bir süre beklemesi gerektiğini söylemiştim. Beklerim demişti. Ama artık beklemek istemiyordu. Haklı.

Ona defalarca zamanın belirsiz olduğunu söylemiştim. Sorun değil, yeter ki bir gün olsun demişti. Ama artık o sözlerinden caymıştı. Haklı.

Ona hep "haklısın"  dedim. Ama  artık sözlerimden caydım. Ben de haklıyım. Çünkü ona hiç bir zaman yapamayacağım şeyleri vaat etmedim ben. Haklıyım.

Hayat insana her istediğini vermiyor ne yazık ki. Verdiği şeyleri de bir gün geri alabiliyor. Aslında hiç bir pürüz yoktu o gün. Her şey yolunda, her zamanki modunda , keyfin doruğundaydık ben konuşana kadar. Konuştuğumda ise her şey sulara gömülmüştü. Şimdi bir batık gemiyiz, tsunaminin ardında kalan.

Şimdi tsunami zamanı.... İlk kez ona umutsuzluğumu söyledim. Hiç bu kadar umutsuz olmamıştım . Hep umudum vardı. Hep umut etmiştim en azından. Kaybettim.

Artık hiç bir şekilde umudum yok. Gel-git yok artık. Kıyılar gibi, anılar, biz, her şey sular altında kaldı. Her şey yerle bir oldu.