20 Haziran 2012 Çarşamba

Yaban

Evet upuzun bir burnum var. Çirkin mi ? Yok çok değil. Ama minik bir bebek için belki biraz büyükçe ve komik. Seni kucağıma aldığımda güldüğün gibi işte, burnun neden bu kadar büyük ve komik dediğin gibi. Benim olmadığın halde benim olduğunu bilmediğin kadar da yaban.

17 Haziran 2012 Pazar

Geçecek

Ağır. O kadar ağır ki . Daha da ağırlaşacak biliyorum. Gün geçtikçe daha da , daha da daha da . . .  . . .  Sustum. Başka çarem olmadığını anladım sonunda. Sessizlik. Kendi sesime bile ürperiyor içim. Dün, bugün,yarın ve daima. Değişmeyecek. Değişmesi için de çabalamayacağım. Biliyorum  zaman en iyi ilaçtır acılara. Acıyor, kanıyor, kabuk bağlıyor, yoluyorum, acıyor, kanıyor, kabuk bağlıyor, yoluyorum, acıy.........Geçecek .

11 Haziran 2012 Pazartesi

Çay

Çay demledim. Geçenlerde, Karadenizli olan bakkal amcaya sormuştum, en iyisi hangisi bu çayın diye
" Falanca "dedi.
 "Ver bakalım bakkal amca bir paket, deneyelim."
Onu demledim bugün biliyor musun ? Nerden bileceksin ki. Sen limonlu içersin çayı. Daldırma da sevmezsin. Demledim işte.  Balkondaki çiçekler açtı biliyor musun ? Nerden bileceksin ki.
 " Ne güzel çiçekler yetiştirdin, senin gibi aynı " demiştin. Hiç işte,hatırladım bir anda öylesine. Zaten ben de öylesine sözler yazmıyor muyum ?
Çay alır mısın ?

7 Haziran 2012 Perşembe

Kim

Güzel bir şeyler yazmak istiyorum. Tam her şey yoluna girdi diyorum. Bir saniye içinde her şey yeniden alt üst oluyor, yazacak güzel bir şey kalmıyor. İçim hala "neden ben " diyor, dışım; burnu kırmızı toplu, kıvırcık saçlı, yüzü boyalı yalancı palyaço. Beni kim güldürecek ?

3 Haziran 2012 Pazar

Neden ben ?

İnsan yaşarkende ölür bazen. Yapmak isteyip de yapamadıklarından ölür , sevip de kavuşamadıklarından ölür, gözünün önünde hasta yatanlara bakıp bakıp ölür, vesselam ölmeden de ölür. Hatta nefesi tükense vadesi gelse bir kere ölür, yaşarken bin kere ölür. Madem geldik yaşamaya her gün ölmek neyin nesi ?  Sayfalarca kişisel gelişim kitabı tüketsen de , tüketemiyor insan içindeki kaygıyı. Yapacak  bir şeyin olmadığını biliyor ama acaba ne yapabilirim diye düşünüyorsun. Ne yapman yazılmışsa ancak onu yapabiliyorsun. Bunu da bilir de insan, yine de ikna olmaz aklında dolaşan kırk tilki. İlle kuyruklarını sallayıp gezecek onlar. Birinci tilki söylenecek" ya şöyle olursa " ikincisi çanak tutacak ona " ya böyle olursa" üçüncüsü " ya daha kötüsü olursa " .... kırkıncısı dönecek  birinciye "sen ne demiştin ? ".  Sonra geceler uzar, klavyeler çalışır,  yazarsın satırlarca. Bir omuz ararsın, koca bir filin omzunu. Bir kaç damla gözyaşında ona sığınmak için. ARARSIN,ANARSIN,ANLARSIN...

İnsan günah olduğunu bile bile  "neden ben" der bazen. Sahi ya "neden ben ? ".

1 Haziran 2012 Cuma

Düş

Bu kez kendimi tutup seni aramayacağım. Gece rüyamda gördüm. Korkuyorum çok.

 Kavga ettik sonra barıştık. Bir problemin olduğunu anladım. Sonra arkadaşlarından öğrendim.  Hastaymışsın bacaklarından. Donduracaklarmış bacaklarını. 

Seninle ilgili gördüğüm her rüyanın gerçek olması beni çok korkuttu. Aramayacağım yine de. Bu sefer kalbim çok kırık. "Kıyamazsın sen bana, affedersin, ararsın" dersin ya. Kıyamıyorum sana evet ama beni bırakıp gittiğinden beri bana da kıyamaz oldum. !

7/24

Özledim yine. Yüreğimde sızılar. Yapabilecek bir şeyim olmadığını biliyorum. Sus diyorum yüreğime , susmuyor.  Fısıldaşıyoruz kimse bilmesin diye. Hala bende saklısın. Yüreğimin sesi, benim içsesim, senin kulaklarımdaki sesin konuşup duruyoruz. Rüyalarıma geliyorsun ara sıra. Her zamanki gibi mesajlar bırakıyorsun bilinçaltıma. Hala sende saklıyım. Korktuğum için yorumlamak istemiyorum onları. Ümit ediyorum çünkü ve "ya gelmezsen".  Ben 7/24 seni düşünür, seni severdim ya, beni bana bırakıp gittiğinden beri  7/24 kendimi düşünüyorum. Bu gece yine üşüyorum ben.